27 Ağustos 2010 Cuma

Ömür Terbiyesi

Oruç ile durulana,



Hiç şüphesiz oruçlu bir kimsenin iftar açacağı anda (yaptığı takdirde) reddedilmeyen duası vardır.[Hadis-i Şerif]






Dil-i mahzûnumuzu eyledi şâd û handân


Geldi yümn ile yine şehr-i mübârek Ramazân


















Kadrini bilen görse hilâl-i ramazanı


Mihrab edinir secde-i şükr etmeğe anı.










İşbu şükrün bir nişanesi olarak, sizleri âvâz-ı latîfesi ile dinlendirsin diye ikramımızı sunalım: 253. Mestmp3










Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, Ramazan-ı Şerîf’in mağfiret iklîmi, mü’minleri bir rahmet bulutu gibi gölgesi altına aldı. Sayılı günlerden ibaret olan oruç, yine sayılı günlerden ibaret olan hayatımıza incelik, derinlik ve zerâfet kazandırıyor.






Oruç, nîmetlerin kadrini bildiren, şükrân hisleri uyandıran, yoksulların, çâresizlerin hâlinden anlama şuûru veren, nefsânî arzu ve temâyülleri bertarâf eden, maddenin esâretinden kurtarıp “sabır” denilen en yüksek ahlâkî meziyete eriştiren ne hoş bir ibâdettir. Oruçlu iken ağza bir şey girmemesine dikkat edildiği gibi ağızdan çıkan her kelimeye de dikkat edilmelidir ki lisânımız rahmet dili olsun, kalplere saplanan bir diken olmasın.






Mâsivâ resmi ola dîde-i dilden gâib


Cân u dilden olalım ru’yet-i yâre tâlib


Geldi ‘izzetle yine şehr-i mübârek Ramazân






Rabbimiz yemek ve içmek gibi beşerî sıfatlardan münezzehtir. Oruç da bu hâlin kullara akseden kıymetli bir tecellî zerresidir. O, Peygamberlerini dahî nübüvvetin feyizlerine oruçla hazırlamıştır. Cümle enbiya, kemâlin zirvesine ulaşınca bir süre insanlık âleminden uzaklaşmış ve kendilerinde melekî vasıflar tecellî ederek kalbleri ve dimağları, ilâhî vahyin çeşmesi ile dolup taşmıştır.






Geldi bu mâhımız kutlu,


Teşrifi şekerden tatlı,


Nice canlar erişmedi,


Eren canlara ne mutlu.






Ramazan ayında gereği gibi oruç tutarsan, senin vücud toprağını altın ederler. Senin fâni varlığını taş gibi ezerler de göğe sürme yaparlar. İftar vaktinde yediğin lokmanın her biri birer mânâ incisi olur. Ramazan’da yemekte içmekte, kötü söz söylemekte, kötü iş işlemekte sabırlı olduğun için bu sabır senin manevi görüşünü artırır, gönül gözünü açar.[Hz. Pir Mevlana]










Eğer insanlar, ramazan-ı Şerîf’in ne olduğunu lâyıkıyla bilselerdi, senenin tamamının ramazan olmasını arzu ederlerdi. [Hâdis-i Şerif]






Ramazan’da nâzil olan Kur’ân, mü’minlere kıyâmete kadar uzun bir ramazan hayâtı yaşatmak için indirilmiştir. Ramazan ve Kur’ân, amelî ve hayatî bir ömür terbiyesidir. Ramazân-ı Şerîf’i lâyıkıyla ihyâ edenler, sayısız nîmetlere nâil olurlar, ona duyarsız kalanlar ise, dehşetli bir mahrûmiyete dûçâr olurlar.






Cebrâîl -aleyhisselâm- bana göründü ve; “Ramazan’a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun!” dedi. Ben de “Âmîn!” dedim… [Hadis-i Şerif]










Mevlam, bizleri Hak Dostun güzelliği ile güzelleştirip Hazreti insan oluşumuzun şuuruna erdirsin, madde zincirinden kurtarıp melekût alemine vardıracak hakiki oruçlar nasib eyleyiversin…






Milyonlarca canın hep bir ağızdan tevhid eylediği şu demlerde, oruçla ekilen irfan sofrasına biraz erkence oturalım da niyâza duralım:






Ya Rabbi! Bu mübârek ayda duygu derinliği ile Kur’ân ve cennet hayâtı yaşayabilmeyi nasîb eyle! Îmân ve Kur’ân’ımız hüccet, oruçlarımız rahmet, sahurlarımız bereket, iftarlarımız vuslat demleri olsun!






Ya Rabbi! Şu Ramazan gecelerinin esrârından bizlere de bir nasîb ihsân eyle! İhyâ edilen gecelerin feyz yağmurlarıyla gönlümüzü âbâd eyle! Şehr-i Ramazan-ı mağfiretnişan’ın nurundan hissemend, emsali kesiresi ile cümlemizi müşerref eyle! Rızayı şerifine muhâlif her türlü mâsivadan sâim olmayı nasib eyle! İdrâk ettiğimiz ramazan ayını, ihlâslı niyetlerle ve takvâ ölçüleriyle gelecek senenin ramazan’ına bağlayabilmemizi ve hayatımızı dâimî bir ramazan rûhâniyeti içinde yaşayabilmemizi nasîb eyleyiver! Âmin yâ Mûin.






Ondadır feyz-i hidayet ondadır afv ü kerem


Kadrini bil mevsim-i inzal-ı Kur’andır gelen.






Aşk ve imân sancağıyla oruç kalkanı kuşanan cengâverin, nefsiyle gazası mübarek ola. Vücûd şehrinde esen ihtiras ve tamâ fırtınalarını oruç ikliminde dindirebilenin nefesindeki Huu demine sâfalar ziyâde ola ya huu.






Muhabbet-i Ehli beyt-i Mustafa üzerlerimize sâyebân,


Vakt-i şerif, sebeb-i gufran, aleme bayram olan Cuma,


Ümid-i gufran olan Ramazan-ı Şerif


ömür ve şahsiyetlerimiz, ahir ve akibet,


zahir ve batınlarımız hayrola,










Aşk ola, aşk ile dola, Aşkullah,


Muhabbettullah, Marifetullah,


Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola erenler










Umalım ki Mevlam söylediklerimizi önce bize duyursun,


sonra ihtiyacı olanlara tesir buyursun. . .










Sözü çok olanın, yalanı dahi çok olur imiş;


Yüksek müsaadelerinizle










Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin


Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da


huzur bulasınız efendim


semazen netten alıntıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...