7 Aralık 2010 Salı

Evvel(de) Estağfirullah

Evvel(de) Estağfirullah





Yağmurlar yağdıran, fakirliği gideren, kurtuluşa erdiren, gönülleri açan “bir mübarek kelime”ye dair mülâhazalar


Sizin hastalığınızın ve şifânızın ne olduğunu söyleyeyim mi? Hastalığınızın günahlar, ilâcınızın da istiğfar olduğunu unutmayın! [Ramûz el-Ehâdis]






Bir sabah gözümüzün nuru Resûlullah (sav) kalktı ve Bilâl’i (r.a.) çağırttı: Ey Bilâl sen hangi amel ile cennette önüme geçtin? Dün, rüyamda cennete girdim, bir de baktım ki senin ayak seslerin benim önümde. Hz. Bilâl dedi ki:


- Ey Allah’ın Resûlü hangi günahı işledimse mutlaka iki rekat namaz kıldım ve istiğfar ettim,ne zaman abdestim bozuldu ise hemen abdest aldım, cihanı abdestsiz dolaşmadım…


Hasan-ı Basri (ks) hazretlerine gelen bir kişi kuraklıktan şikâyet eder, O da;


- “Estağfirullah diyerek Rabbimizden mağfirette bulun” der.


Çok geçmeden fakirlikten, geçim derdinden şikâyet eden birisi gelir. Hazret ona da; - “Estağfirullah diyerek Rabbimizden mağfirette bulun” der.


Çocuk sahibi olamadığından yakınan üçüncü kişi için de hazret:


- “Estağfirullah diyerek Rabbimizden mağfirette bulun” der.


Hasan Basri hazretleri ektiği halde mahsul alamamaktan yakınan kişi için de;


- “Estağfirullah diyerek Rabbimizden mağfirette bulun” der.


Orada bulunanlar hazretin cevaplarının hikmetini sorunca Hasan Basri hazretleri onlara şu ayeti kerimelerle karşılık verir:


Çok affedici olan Rabbinize istiğfar edin ki, üzerinize bol bol yağmur yağdırsın; Size mal ve evlât nasip etsin, bağlar yeşertsin, ırmaklar akıtsın [Nuh, 10-12]


Son iki nimet, Kur’an’da “içinden ırmakların geçtiği bahçeler” ile sembolize edilen öteki dünyadaki mutluluk haline işaret olsa gerektir.


- Gönül genişliği, güzel bir hayat mı istiyorsun? Rabbimizden mağfirette bulun:


Ve Rabbinizin mağfiretini isteyin sonra O’na tevbe edin! O’na dönün ki belirlenmiş bir ömür süresinin sonuna kadar sizi nimetleriyle yaşatsın ve faziletli bir hayat sürenlere, lütuf ve fazlından mükâfatlarını versin. [Hud, 3]


- Belalardan, musibetlerden, azaptan korunmak mı istiyorsun? Rabbimizden mağfirette bulun;


Oysa sen onların içinde bulundukça Allah, onlara azab edecek değildir ve onlar istiğfar ederlerken de Allah, onlara azab edecek değildir. [Enfal, 33]


- Kusurlarının bağışlanmasını, sevaplarının artmasını, derecenin yükselmesini mi istiyorsun? Rabbimizden mağfirette bulun;


Yine hatırlayın ki: …. “Bizi bağışla” deyin ki, biz de suçlarınızı affedelim; iyilik yapanların mükâfatlarını daha da artıracağız.[Bakara, 58]


Gam ve telaştan sıyrılıp kurtuluş ve esenliğe mi ermek istiyorsun? Rabbimizden mağfirette bulun;


… Hepiniz Allah’a tevbe edin ey mü’minler ! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz. [Nûr, 31]


İşte hitâm-ı misk bâbından bir müjde: O kullarının tevbesini kabul edip, onların kusurlarını affeden ve ne yaptıklarını bilendir… O, iman edip güzel işler yapanların dualarına cevap verir; lütfuyla onlara istediklerinden fazlasını da verir. [Şûrâ, 25-26]


Müslümanın hayatında Kur’ân’ı okuyup anlama ve yaşamanın ayrı bir değeri vardır. Özellikle sekülerleşen günümüz dünyasında hayatı Kur’ân’la yaşama gayreti ayrı bir anlam kazanmaktadır. Kur’ân, doğumdan ölüme bütün hayatı kuşatan hükümler vaz‘ etmektedir. “Bu dünya işi, bunun Kur’ân ve dinle ne alâkası var?” diyebileceğimiz bir alan hemen hemen hiç yoktur. Çünkü Kur’ân her nefesimizin düzenleyicisidir.


Gelin birbirimizi uyaralım, Hakk’a varalım, bey’at kılalım. İtaatkar kimse, bu haliyle kibirlenip kendinde varlık hissedecek olursa asî olur. Asî tevbe ederse mutî olur, tevbe ibadetten öncedir. Çünkü tevbesiz ibadet sıhhatli olmaz. Nitekim Hak Teala: “Tevbe edenler, ibadet edenler” [Tevbe, 112] ayetinde tevbeyi ibadetten önce zikreder.


Estağfirullah Ya Rabbî, Yâ Rabbî! Bizleri, Kur’ân saâdetinden mahrum kalarak sefâletlerini saâdet zanneden bedbahtların hüsrânına düşmekten koru. Endişelerimizi, kederlerimizi izale et. Gönüllerimizin sıkıntılarını gider. İşlerimizi kolaylaştır. Dinin üzerine yaşat bizleri. Bize zor gelen her şeyi kolaylaştır. Gizli de ve açıkta ömrümüz boyunca aşkın ile yaşatıp takva üzerine sabit kıl. Günah ve kusurlarımızı, sevap ve güzelliklere tebdîl eyle! Aşk, vecd ve samîmî gözyaşlarıyla ilâhî rahmet ve mağfiretine nâil buyur! Ya Rabbi bizleri Hak Nebi’nin şefaatine, meleklerin de dua ve istiğfarına mazhar eyleyiver.






4 yorum:

  1. tamda şu aralar okumam gereken bi yazı olmuş emeğinize sağlık bi göz atayım dedim ama blogunuzun içinde bana dair şeyler olduğunu gördüm bazı şeyleri ne yazıkki unutuyoruz gam keder kasavet derken bunları hatırlamak için bu yazı gibi yazılara bazen çok ihtiyaç oluyor malesef

    YanıtlaSil
  2. Allah razı olsun çok çok değerli bilgiler paylaşmışsınız bizlerle.

    YanıtlaSil
  3. değerli yakamoz tşk ediyoruz
    sağolun varolun bazan tereddüt ediyoruz kimse okumuyor neden uğraşıyoruz gibi ama sizin gibi
    arkadaşların kıymetli yorumları bizleri onore ediyor motive ediyor

    YanıtlaSil
  4. sizdende ALLAH RAZI OLSUN SAYIN SEDA

    YanıtlaSil

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...