22 Eylül 2010 Çarşamba

OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ

Olması Gerektiği Gibi..



Muslihuddin adında bir çocuk var zamanın bir yerinde.. Devrinin ünlü eğitmenlerinden Sümbül Sinan Efendi'ye gidip gelmekte.. Sümbül Efendi'nin çok sayıda saygın öğrencisi arasında bir tıfıl oğlan bizim Muslihuddin. Gel zaman git zaman, Sümbül Efendi vefatına yakın öğrencilerine, yerine bırakacağı kişiyi seçmek istediğini söyler.






- "Eğer yaratıcı siz olsaydınız.. Ne yapardınız.."






Seçim sorusu.. Kimisi kötülükleri yok eder.. Kimisi fakirlikleri.. Kimisi yemyeşil yapar dünyayı. Kimisi herkesi Müslüman..






Muslihuddin başını bile kaldıramaz böylesi bir soruya muhatap kaldığı için.. Yavaşça, "Bu alem öyle güzel bir düzen içindedir ki, bir şey ilave etmek veya eksiltmek düşünülemez" der..






Halen de öyledir. Ve, halen de bizler, Sümbül Efendi'nin temiz nesilleri, iyi öğrencileri olarak bir şeyleri değiştirmek isteriz..






Belki bir iki kişi.. Bir iki tıfıl oğlan aramızdan.. Her şeyi olduğu gibi kabul eder.. Rıza gösterir de.. Her şeyi "merkezine" koyar da.. "Merkez Efendi" adını alır zaman içinde..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...