14 Şubat 2012 Salı

Ehl-i tasavvufun

Ehl-i tasavvufun (mutasavvıflar), elbiseleri genel olarak yünlü olduğu için sufi diye adlandırılmışlardır.Bazılarına görede kalplerini Allah’ın gayrından (masivadan) tasfiye ettikleri için, daha başkalarına görede (bizzat Abdul kadir-i geylani hazretleri kendisi bu görüşte olanların başında gelmektedir.)







Kıyamette birinci safda haşr olacakları için bu adı aldıkları ileri sürülmüştür.Birinci saftan kasdedilen kurbet (yakınlık) alemidir.






Bilindiği gibi 4 çeşit alem vardır Mülk,Melekut,Ceberut ve Lahut alemleri.İçlerinde en makbul olan Lahut alemidir ki bu alem kurbet (yakınlık) alemi olarak kabul edilmektedir.Çünkü hakikat alemidir.














İlim de dört kademelidir. Şeriat ilmi,tarikat ilmi,marifet ilmi,hakikat ilmi.






Ruhlar alemi de dörttür: Ruh-u cismani,Ruh-u revani,Ruh-u Sultani,Ruh-u Kudsi.






Tecelliler de dörttür: Eserlerin tecellisi, fiillerin tecellisi, sıfatların tecellisi, ve zat-ı Sübhani’nin tecellisi.






Akıllarda dörttür: Akl-meaş, Akl-ı mead,Akl-ı Ruhani,Akl-ı külli






Tasavvuf dilinde insan aklına akl-ı cüz-i veya akl-ı mecaz denir.Akıl doğru ile yanlışı birbirinden ayırmaya yarayan nurdur bir lutufdur.






Akl-ı meaş : insan aklının Hakk ve hakikata varamayan kıyas ve mantık ölçüleriyle hareket edebilen dünyevi hallidir.






Akl-ı mead : insan aklının Hakk ve hakikat aşkıyla gönlünü doldurması neticesi ilm-i ledünne erişmiş Batıni ölçülerle hareket edebilen halidir.






Akl-i külli : Allahu Teala’nın ilk yarattığı şey akıldır. Hadis-i şerifiyle işaret edilen akıl akl-ı evvel’dir.Allahu teala her şeyi bu ilk akılı vasıta kılarak yaratmıştır.Akl-ı külli akl-ı evvelden sonra gelen bir derecedir ve akl-ı evvelin mazharıdır.Akl-ı ruhanide ondan sonra gelir.














İnsanlar bu dörtlü alemler ile kayıtlıdırlar.Yani dört ilim dört ruh,dört tecelli,dört akıl mertebeleri ile sınırlanmış durumdadırlar.






Bu dörtlü kademelerin her birinde iken farklı özellikte olurlar.Mesela birinci mertebede olanların yeri birinci cennet yani Meva cennetidir.İkinci mertebede olanların yeri Naim cennetidir.Üçüncü mertebede olanların yeride Firdevs cennetidir.






İnsanların çoğu hakikatin farkında değillerdir.Yukarıda nimetlere meyledenler eşyanın hakikatini anlamaktan mahrum kalırlar.Fukaralık mertebesine ulaşan Hakk ehli arifler ise bunların hepsinden öteye yakınlık mertebesindedirler.Allahü Teala’dan başka bir şeye ilgileri yoktur.Çünkü onlara hadis-i şeride işaret edildiği gibi düya ve ahiret haram kılınmıştır.Onlar Allahu teala ehlidirler.Nitekim bir hadis-i kudside Allahu Teala “muhabbetim fukaranın muhabbetidir.” Buyurmuştur.
alıntıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...