13 Ocak 2011 Perşembe

inşallah

RESULULLAH Efendimize; Ruh, Eshab-ı Kehf ve Zülkarneynden sorulunca; (Yarın gelin, haber vereyim) buyurmuş, İnşallah demeyi unutmuştu. Bu sebeple birkaç gün Resulullah"a vahiy gelmedi. Sonra şu mealdeki âyet-i kerime nazil oldu:







(İnşallah demeden hiçbir şeyi yarın yapacağım deme! [Kehf 23, 24])






İnşaallah, Allahü teâlâ dilerse olur manasına bütün işlerini Allahü teâlânın dilemesine havale etmek için söylenen sözdür.














Allahü teâlânın huzurunda itaat edenlerden olmak için, her işte inşaallah demelidir! Hadis-i şerifte, (İnsanlar için, inşaallah demekten daha faziletli itaat edicilik yoktur) buyuruldu.














(Şunu yapacağım) veya (Yarın şuraya gideceğim) denince de (İnşaallah) demelidir!














Bir kimse ile bir şey kararlaştırırken inşaallah denirse, sonradan o iş yerine getirilmezse, yalancı olunmaz. (Miftah-ül cenne)














Kesin işlerde de inşaallah denir. Mescid-i harama girileceğini Allahü teâlâ bildirdiği halde, inşaallah denmesini öğretmek için, (Mescid-i harama inşaallah gireceksiniz) buyurdu. (Feth 27)














İsmail aleyhisselamın, (Babacığım, sana emredilen ne ise, onu yap! İnşaallah beni sabredicilerden bulursun) dediği de Kur'an-ı kerimde bildirilmektedir. (Saffat 102)














Peygamber efendimiz de, mezarlığa uğrayınca, ölüm muhakkak olduğu halde, ilâhi terbiye gereği olarak, (İnşaallah biz de size kavuşacağız) buyurdu. (Müslim)














Peygamber efendimiz, duasının kabul olacağını âyet-i kerimeye istinaden kesin olarak bildiği halde şöyle buyurdu:






(Her Peygamberin duası kabul olur. Her Peygamber, ümmeti için dünyada dua etti. Ben ise, Kıyamette ümmetime şefaat izni verilmesi için dua ediyorum. Duam inşaallah kabul olacak. Müşrik olmayanların hepsine şefaat edeceğim.) [Müslim]










Hz. Süleyman’ın imtihanı


Kur'an-ı kerimde mealen; (Biz Süleymanı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bıraktık. Daha sonra o, yine [Rabbine] döndü) buyurulmuştur. (Sad 34)














Fahreddin-i Razi hazretleri buyuruyor ki:






Süleyman aleyhisselam, bir gecede, zevcelerinin hepsini dolaşacağını, onlardan herbirinden birer erkek çocuk dünyaya geleceğini, Allah yolunda muharebe edeceklerini söyledi. Fakat, inşaallah demeyi unuttu. Sakat bir çocuk dünyaya geldi. Bunu götürüp, babasının tahtına bırakıverdiler. Hadis-i şerifte, (Yemin ederim ki, Süleyman aleyhisselam inşaallah deseydi, dediği gibi olurdu) buyuruldu. (Buhari)






Adam bir akşam vakti hanımına:


-Yarın yağmur yağarsa evdeyim.Yok eğer yağmazsa tarlaya gidip çift süreceğim demiş.


Hanımı:


-İnşallah söyle bey inşallah.


Adam:


-Ne inşallahı hanım,bunun inşallahı maşallahı mı var.Zira ortada iki seçenek var,bir üçüncüsü yok ki,dedim ya,yağarsa evdeyim,yağmazsa tarladayım, der.


Hasılı hanımı,sen yinede inşallah de,bakalım sabah ola hayr ola diye,ne kadar ısrar etsede,Adam inadına demez inşallah.


Neysee,Sabah olur,hava açık ve gayet güzeldir.Bizim ki hazırlanır ve yola çıkar.Derken olan olur.


Şöyleki:


O gece bir cinayet işlenmiş ve her yerde faili aranıyormuş.


Tam o sırada bizimkinin etrafı sarılır ve hiç bir yere gidemezsin derler.


Zira katil onun tıpatıp aynısı.


Her ne kadar ben masumum bu işte bir karışıklık var dese de kar etmez ve içeri alınır.


Sorgu süal derken hasılı sabaha kadar adam ecel terleri döker.


Yorucu,bir o kadar da meşakkatli geçen bir geceden sonra,gelen bir haberle,gerçek failin yakalandığı ve suçsuz olan bu adamın da derhal serbest bırakılması şeklinde anons yapılr.Ve adam serbest bırakılır.






Adam,Başına gelen bunca aksilikten sonra iyice yıkılmış,güç takatı kesilmiş,iki büklüm olmuş bir halde Evinin kapısını çalar.Hanımı,


-KİM O ? diye seslenince,Adam:


-"AÇ KAPIYI AÇ HANIM. İNŞALLAH GELEN BENİM."der.






1 yorum:

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...