29 Ekim 2010 Cuma

İstanbul’un Yedi Tepesi

İSTANBUL YEDİTEPE ÜSTÜNE KURULMUŞTUR







Hep duymuşuzdur istanbul 7 tepe diye ama bu tepelerin nereden başlayıp nerede bittigini bilen varmı ?


istanbul Belediyesinin amblemindeki yedi kucuk ucgen, uzerinde sehrin kuruldugu tepelerin simgesi. Herkes yedi tepeden söz eder, ama bu tepeleri bilen var mi?






Kultur Bakanligi ve Tarih Vakfi’nin örtaklasa yayinladigi, Dunden Bugune istanbul Ansiklöpedisi’nin 1993 basimli 7. cildine göre, “istanbul’un yedi tepesi” söyle siralaniyör:






1. tepe: Sarayburnu’ndan iceri dögru yukselen Ayasöfya’nin, Sultanahmet Camisi’nin ve Töpkapi Sarayi’nin bulundugu yukselti.






2. tepe: Nuruösmaniye Kulliyesi’nin bulundugu, Cemberlitas’in yer aldigi yukselti.






3. tepe: istanbul Universitesi merkez binasi ölan eski Harbiye Nezareti’nin bulundugu yer.






4. tepe: Ustunde Fatih Kulliyesi bulunan, guneyde Lykös Deresi vadisine ve Aksaray’a dögru inen, kuzeyde dik yamaclarla Halic sahiline kavusan tepe.






5. tepe: Sultan Selim Kulliyesi’nin yer aldigi tepe.






6. tepe: Edirnekapi ve Ayvansaray’in kuruldugu, sehrin bati surlarini tasiyan tepe.






7. tepe: Aksaray semtinden surlara ve Marmara sahiline kadar giden bölge.










Yedi Tepeli İstanbul


















İSTANBUL YEDİ TEPE, NEDEN?














İstanbul'a hep "Yedi Tepeli Şehir" diye nitelendirilir. Ancak ünlü yazarlar bu konuda görüş ayrılığı içinde. Bazıları, "Yedi tepe var" derken bazıları da "yok" diyor.






"Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!






Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler" diye yazmış Necip Fazıl, "Canım İstanbul" şiirinde. Nazım Hikmet, hasretini "Yedi tepeli şehrimde bıraktım gonca gülümü" dizesinde dile getirmiş. Daha nice şair ve yazara ilham vermiş, "Yedi Tepeli Şehir". Yedi tepenin gerçekliğini merak ettik. Gördük ki İstanbul üzerine kitaplarıyla tanıdığımız yazarların bir kısmı yedi tepenin varlığına inanmıyor, bir kısmı tam tersini düşünüyor. "Yedi tepe" nitelemesinin ilk ne zaman kullanıldığı ise bilinmiyor. Rivayetlere göre bu niteleme, "Yedi Tepeli" olarak anılan Eski Roma'dan miras.


Tek tepe Cerrahpaşa


Tepe diye ortada belirgin bir şey yok. İstanbul'un tabii topografyası, yangınlar ve depremlerle yüzyıllar içinde değişmiştir. İstanbul'da dolgular o kadar yüksek ki 8-10 metreye kadar dolan yerler var. Ancak 10 metre aşağıda, ana toprağı bulabiliyoruz. "Yedi Tepe" tanımlamasını ilk kimin kullandığını bilemem. Ama İstanbul'un fethi sırasında burada bulunduğu söylenen Nestor İskandar adındaki bir Rus keşiş, yazdığı hatıratta yedi tepe ibaresini kullanmış. Tepe diyebileceğimiz tek yer, Haseki Hastanesi ile Cerrahpaşa Hastanesi'nin olduğu yerdir. Bizanslılar da orayı tepe saymışlardı.






Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, yedi tepenin jjeolojik varlığı konusunda şu bilgileri verir: "İstanbul'a yedi tepeli şehir nitelemesini kazandıran yedi tepe, şehrin suriçi kesiminde yer alır. Boğaziçi ile Haliç vadilerinin 2. ve 3. zamandaki kırılmalarıyla oluşmuş bu yükseltilerin her biri üzerinde gerek Bizans gerekse Osmanlı dönemlerinde şehrin önemli anıtsal yapıları bulunuyordu." Seyyahlar, yerli ya da yabancı İstanbul yazarları, Ortaçağ'dan beri yedi tepenin varlığından söz ederler. Önemli olan bu tepelerin fiziksel yapıları değil, zaman içinde (anıtlarıyla birlikte) İstanbul kimliğinin ayrılmaz parçaları haline gelmeleridir.






Topografik olarak İstanbul'un yedi tepesi yok. Edirnekapı'dan biraz yükselerek giden yerler var. Bunlar da tepe değil, burundur. Haliç'e doğru inen vadiler, dereler var. İstanbul'da tepe denecek tek yer Cerrahpaşa. Eski Roma'nın yedi tepe üstüne kurulduğu rivayeti vardır.






Olmuş yetmiş yedi tepe


İstanbul, geçekten tepeler üstüne kurulu. Suriçi'nde yer alan tepelerde, Bizans döneminde anıtlar yapılmış. Osmanlı döneminde de anıtlar dikilmiş. Hükümdarların manzaraya egemen bir alanda anıt, saray yaptırmaları da normal. Yahya Kemal'in, "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul" şiiriyle bu olay, sembolleşmiş. Ancak kentin düzensiz yapılaşması nedeniyle Maltepe, Gültepe gibi yeni tepeler oluşmuş. Yani yedi tepe olmuş, yetmiş yedi tepe.










Eski Roma'nın yedi tepe üstüne kurulduğuna ilişkin rivayetler vardır. Ancak topografik olarak böyle bir şey yok. Osmanlı da hiçbir zaman "Yedi tepeli" ibaresini kullanmamış. Yalnız belirli bir imar politikası izlemiş. İstanbul'da tepe olsa bile yedi tane değil.










Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı'nın ortaklaşa yayınladığı, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi'nin 1993 basımlı 7. cildine göre, "İstanbul'un yedi tepesi" şöyle sıralanıyor:






1. tepe: Sarayburnu'ndan içeri doğru yükselen Ayasofya'nın, Sultanahmet Camisi'nin ve Topkapı Sarayı'nın bulunduğu yükselti.






2. tepe: Nuruosmaniye Külliyesi'nin bulunduğu, Çemberlitaş'ın yer aldığı yükselti.






3. tepe: İstanbul Üniversitesi merkez binası olan eski Harbiye Nezareti'nin bulunduğu yer.






4. tepe: Üstünde Fatih Külliyesi bulunan, güneyde Lykos Deresi vadisine ve Aksaray'a doğru inen, kuzeyde dik yamaçlarla Haliç sahiline kavuşan tepe.






5. tepe: Sultan Selim Külliyesi'nin yer aldığı tepe.






6. tepe: Edirnekapı ve Ayvansaray'ın kurulduğu, şehrin batı surlarını taşıyan tepe.






7. tepe: Aksaray semtinden surlara ve Marmara sahiline kadar giden bölge.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...