19 Aralık 2013 Perşembe

HAK ETTİN BUNU ERDOĞAN

HAK ETTİN BUNU ERDOĞAN
HAK ETTİN BUNU ERDOĞAN
18 Aralık 2013 19:16
Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan, gündeme bomba gibi düşen rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarıyla ilgili çarpıcı bir analiz kaleme aldı. İşte Tan'ın o analizi:
Bu operasyon niye yapılıyor diye merak ediliyor. “Amaç ne? Ve şimdi ne olacak” deniliyor. Türkiye hareketli yaşamaya alışık bir ülke. Gündemde sıcak gelişmeler olmazsa kuşkulanıyoruz. Bir gariplik olduğunu düşünmeye başlıyoruz.
Düşünün bir. Derin Devleti devirmişsiniz. Askeri vesayeti bitirmişsiniz. Terörü sonlandırmışsınız. Devleti bağımsızlaştırmışsınız. ABD güdümünden çıkmışsınız. İMF’ye borcunuzu kapatıp “Güle güle” demişsiniz. Hatta İMF’ye 5 milyar Dolar borç veren bir devlet olmuşsunuz. Ortadoğu’nun dokunulmaz çakalı Tel Aviv’e “Fışşşt” diyorsunuz. Küresel kabadayıların liderlik ettiği BM, NATO, AB gibi küresel örgütleri açıktan hedef almaya başlamışsınız. Halkınızla barışmışsınız. Komşularınızı korumaya ve gözetmeye başlamışsınız. Dünyadaki kardeş halkların özgürleşmesi için öncü ve destek oluyorsunuz. Dünyadaki mazlumların umudu, Müslümanların çaresi konumuna erişmişsiniz. Dünya ekonomileri sürekli gerilerken sizin ekonominiz devamlı büyüyor. Hazineniz para dolu.
Kanal İstanbul gibi, en büyük hava alanı gibi, Boğaz’a 3. Köprü gibi dünyayı hayrete düşüren projeleri birkaç sene içinde hayata geçireceğinizi ilan ediyorsunuz. Irak’ın petrollerini Türkiye’ye, Azerbaycan’ın enerjisini Avrupa’ya akıtacaksınız. “21. Yüzyıl Türkiye’nin asrı” olacak diyorsunuz.
Daha sayalım mı? Gerek var mı?
Bu kadar büyük hatalar üst üste yapılır mı? Üstelik hiçbir seçimde de yenilmiyorsunuz. Önümüzdeki 3 seçimde de yenilecek gibi görünmüyorsunuz. Daha ne olsun? Bunları yaparsanız size bunların hesabı sorulmaz mı?
“Ey Tayyip Erdoğan sen bunu hak ettin. Cezalandırılacaksın. Hesap vereceksin!”
Eyy millet..
Kirli, karanlık, çirkin, adi, aşağılık bir karalama ve itibarsızlaştırma siyaseti yürütülüyor. Sadece Erdoğan’a ve hükümete yapılmıyor. Bir gazetecinin “13 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ettiği” iftirası yazıldı. Başka bir yazarın montaj porno görüntüleri yayınlandı. Bir başka yazarın 17 yaşındaki başörtülü kızının kafası çıplak bir porno yıldızının vücudu üzerine montajlanarak basına servis edildi.
Eli kanlı katil Derin Devlete, ABD-NATO güdümlü gizli Üst Yapı’ya, eski MİT’e hesap sorulmadan yeni göreve gelmiş müsteşar Hakan Fidan’a operasyon yapıldı. 28 Şubat darbecilerinin çaldığı 57 milyar doların hesabı sorulmadan İsrail’i ve ABD’yi rahatsız eden ve bu ülkenin menfaati için riskli işler yapan, emperyalist güçlerin hesabını bozan Halk Bank’a hesap sorulmaya başlandı.
Dünyadaki en büyük İslam alimlerinden biri olan Abdülkadir Molla göz göre göre idam edilirken susmaktan başka bir tepki vermeyenler, bu idama itiraz eden Erdoğan’a operasyon çekiyorlar. Mısır'da darbe yapan Sisi’ye firavun diyemeyen hatta telefon açıp tebrik edenler, Esma’nın katline susanlar, İhvan'ın çocuklarını öldürenlere buğz edemeyenler dürüstlük ve hakperestlik taslıyorlar.
Son operasyona gelelim. Operasyonda adı geçen kişiler ve konular bazı şube müdürleri tarafından sıralı amirlerine bilgi vermeden hareket ettiler. Amirlerine güvenmediler. Ama diğer şube müdürü arkadaşlarına güvendiler. O şube müdürü de kendi amirine bilgi vermedi. Ve ilgili polis amirleri bu operasyonu herkesle birlikte medyadan öğrendiler. Bu operasyon kim adına, kime karşı yapılıyor?
Birbirinden alakasız 3 ayrı soruşturma neden aynı torbaya konuldu? 3 soruşturmanın operasyonu aynı anda başlatılarak topluma nasıl bir mesaj verilmek istendi? Neler kamufle edilmek isteniyor?
Kimse bizim bu operasyonun bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu olduğuna inanmamızı beklemesin. Gırtlağına kadar yolsuzluk, yanlışlık ve günaha batmış olanların memleketi kurtaracağına inanmamızı düşünmesin.
Bu yapılan, bal gibi bir psikolojik savaştır. Toplumun aklıyla ve zekasıyla alay etmektir. Bu ülkenin hafızasıyla dalga geçmektir.
Bütün iddialar onuna kadar elbette araştırılmalı. Hükümet ve yargı bu konuda açık ve şeffaf olmalı. Rüşvet, yolsuzluk yanlışlık yapan varsa hesabını vermeli.
Ama görevini, konumunu, yetkisini kötüye kullanarak, birileri adına ve millet aleyhine, devlet aleyhine örgütlenenler varsa bunlar da ortaya çıkarılmalı, deşifre edilmeli ve tasfiye edilmeli. Bir kirli yapıdan kurtulurken yeni bir kirli yapıya bu milletin bu devletin, bu ülkenin tahammülü olamaz artık.
Artık yeter, yeter, yeter..
Alper TAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...