6 Aralık 2013 Cuma

Fethullah Gülen'in Papaya Mektubu


Pek muhterem Papa cenapları,

Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi 
yaşanabilir bir mekan kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasıyla bilen 
halkından size en içten selamları getirdik. Yoğun gündeminizde bize zaman 
ayırarak sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz için zatıalilerinize en derin 
kalbi teşekkürlerimizi sunarız.

Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan 
Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak 
üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu 
ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli 
hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size 
geldik.

İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan 
Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlış anlamanın 
büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam'ın 
asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını 
bağrına basacaktır.

Beşeriyet, çelişen görüşler ortaya koydukları gerekçesiyle, zaman zaman 
bilim adına dini, din adına da bilimi inkar etmiştir. Bilginin tamamı 
Allah'a aittir ve din Allah'tandır. O halde bu ikisi nasıl çelişebilir? 
İnsanlar arasında anlayışı ve hoşgörüyü artırmaya yönelik dinlerarası 
diyaloğa yönelik ortak gayretlerimiz çok iş görebilir.

Kendi memleketimizde şimdiye kadar çeşitli Hıristiyan mezheplerinin 
liderleriyle diyalog içinde olduk. Bu naçiz gayretlerin boşa çıkmadığını 
acizane ifade etmek isteriz. Amacımız bu üç büyük dinin inananları arasında 
hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir. Bizler bir araya 
gelmek suretiyle sözde medeniyetler çatışmasının gerçekleşmesini görmek 
isteyen yolunu şaşırmış ve şüpheci kimselere karşı dalgakıranlar gibi, 
isterseniz bariyerler gibi deyin, karşı durabiliriz.

Geçen yıl bazı ünlü uluslararası bilim adamlarının katıldığı 
medeniyetlerarası barış ve diyalog konulu bir sempozyum düzenledik. Bu 
gayretin başarısından aldığımız teşvikle bu tür etkinlikleri tekrarlamak 
istiyoruz. Halihazırda üç büyük dinin bağlıları arasındaki bağları 
güçlendirmeye yönelik olarak dinler arası diyalog konusunda Vatikan'ın da 
temsil edileceğini ümit ettiğimiz bir konferans düzenleme sürecinde 
bulunuyoruz.

Yeni fikirlerimiz varmış iddiasında bulunmuyoruz. Yine müsamahanıza 
sığınarak, bu misyonun hedeflerine yakından hizmet etmek için üstlenmek 
istediğimiz birkaç teklifte bulunmayı arzu ediyoruz. Hıristiyanlığın üçüncü 
bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle 
Ortadoğu'daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlere 
müşterek ziyaretleri içeren birçok etkinlikler önermek istiyoruz. Bunu Sayın 
Cumhurbaşkanımız Demirel'in, cenaplarının ülkemizi ziyaretine ve mezkur 
kutsal mekanları göstermeye davetini tekrarlamak için bir fırsat 
addediyoruz. Anadolu halkı size misafirperverliğini göstermeyi ve şevkle 
selamlamayı hararetle beklemektedir. Filistinli liderlerle diyalog kurmak 
suretiyle Kudüs'ü birlikte ziyaret etmemize davetiye çıkarabiliriz. Bu 
ziyaret bu mübarek şehri Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanların, hiçbir 
kısıtlama, hatta vize dahi olmaksızın serbestçe ziyaret edebileceği 
uluslararası bir bölge olarak ilan etme gayretlerine yönelik dev bir adım 
teşkil edebilir.

Üç büyük dinden liderlerin işbirliği ile, ilki Washington DC'de olmak üzere 
muhtelif dünya başkentlerinde bir konferanslar serisinin 
gerçekleştirilmesini teklif ediyoruz. İkinci serinin zamanı için Hz. İsa'nın 
doğumunun 2000. yıldönümü ideal olabilir.

Bir öğrenci değişim programı da çok faydalı olacaktır. İnançlı genç 
insanların birlikte eğitim görmesi birbirlerine yakınlıklarını artıracaktır. 
Öğrenci değişim programı çerçevesinde üç büyük dinin babası olduğu ikrar 
edilen Hazreti İbrahim'in doğum yeri olarak bilinen Urfa şehrindeki 
Harran'da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Üniversitesi'ndeki 
programların genişletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarını da temin 
edecek şumullü bir müfredata sahip bağımsız bir üniversite şeklinde 
gerçekleştirilebilir.

Önerilen programlar aşırı büyük işler gibi algılanabilir; ama bunlar 
erişilmez değildir. Dünyada iki tip insan vardır. Bazıları kendilerini 
topluma adapte etmeye çalışır. Diğer bazıları ise topluma uymaktansa toplumu 
kendi değerlerine adapte etmek ister. Toplum bütün ilerlemeleri bu ikinci 
tip insanlara borçludur. Onları yarattığı için Rabb'e şükürler olsun.

M. Fethullah Gülen / Rabb'in aciz kulu / 9 Şubat 1998

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...