15 Kasım 2012 Perşembe

Ağlasa Aşık Bela-yı Hicr İle Nalan Olup - Hayati İnanç




 

Ağlasa âşık belâ-yı hicr ile nâlân olup

Gözlerinden akan anun yaş yerine kan olup

 (Aşık dediğin ayrılık ateşiyle ağlamalıdır, o derece ki gözlerinden yaş yerine kan akması gerekir.)

 Geh cefâ kûhı gubârından urunsa kisveti

 Geh belâ vadisini geşt eylese üryân olup

 (Aşık ya cefa dağının tozlarıyla giyinmelidir, ya da çölde giyinmeden dolaşmalıdır. İlk mısrada Ferhat’ın, ikinci mısrada ise Mecnun’un resmini çiziyor Fatih Sultan Mehmed)

 Her ne denlü cevrler görse vefâlar eylese

 Her ne denlü gülseler hâline ol giryân olup

 (Her ne kadar eziyet görse, istırab görse, herkes ona alay ederek gülse de aşığın vefası artmalı, aşık sadakattan ayrılmamalıdır.)

Râz-ı aşkı âşikâr etmeğe takat bulmasa

Sînesinde nâvek-i dil-dûzlar pinhân olup

(Aşkın sırrını açık etmek ayıbtır, zaten aşık da bunu yapmak istemez ama buna gücü yetmese bile sinesine yediği oklar sebebiyle rahat nefes  alıp onu da yapamamalı, istese de o sırrı verememeli.)

Dilberinden rahme er olmazsa ol dil-hasteye 

Kimseler derdine dermân edemez imkân olur

(Eğer sevgilisinden bir lutfa kavuşmazsa onu  hiçbir ilaç iyi edemez.) 

Gam beyabanına her gün eylese seyr ü sefer

 Her gece mihnet-serâ-yı firkate mihmân olup

(Aşığın hem gecesi hem gündüzü eziyet olursa kayda değer olur.)

Verseler mülki cihânın tac u taht-ı devletün

Avnî kûyun terkin etmez başına sultân olup

(Dünyanın tacını, tahtını, saltanatını tamamını bana  verseler ey sevgili, senin köyünün çevresini terk edip de o tacı başıma alıp bahtiyarlık taslamam.)

Avnî | Fatih Sultan Mehmet |

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...