17 Ocak 2014 Cuma

bilmedim ahvalimi

MUHİBBi

Bilmedim ahvâlimi gerçi ne hâl üstündedir
Şol kadar bildim nefs ile cidâl üstündedir
Fikri zikri âşıkın gerçi visâl-ı yârdir
Lîk hiç mümkün değil, fikri muhâl üstündedir
Gözleri dolmayanın âhir dolar toprağ ile
Hâce-i dünya gibi kim fikr-i mal üstündedir
Ölmez ol kim anıla adı anun iylik ile
Tâ kıyamet anılır ol kim kemâl üstündedir
Fahr-i âlem bakmadı dünyaya fakr etti kabûl
Ol mübarek cismine bak gör ki şal üstündedir
Korkarım ki gark ede bir gün beni seylâb-ı eşk
Kaldı hayrette Muhibbî sanki hâl üstündedir

Muhibbi’den gazel



Bilmedim ahvâlimi gerçi ne hâl üstündedir
Şol kadar bildim nefs ile cidâl üstündedir
Fikri zikri âşıkın gerçi visâl-ı yârdir
Lîk hiç mümkün değil, fikri muhâl üstündedir
Gözleri dolmayanın âhir dolar toprağ ile
Hâce-i dünya gibi kim fikr-i mal üstündedir
Ölmez ol kim anıla adı anun iylik ile
Tâ kıyamet anılır ol kim kemâl üstündedir
Fahr-i âlem bakmadı dünyaya fakr etti kabûl
Ol mübarek cismine bak gör ki şal üstündedir
Korkarım ki gark ede bir gün beni seylâb-ı eşk
Kaldı hayrette Muhibbî sanki hâl üstündedir

Bu gazel Kanunî’ye ait. Osmanlı hükümdarları içerisinde en hacimli divanın sahibi (1) ve bütün Divan Edebiyatı içinde de en çok gazel yazan şair sultana. Şöyle diyor bütün bilgeliğiyle: Gerçi gidişatımın ne durumda olduğunu bilmedim; ama şu kadarını bildim ki nefis ile çekişme halim devam ediyor (Daha ne istiyorsun koca hünkar İ.P.).Gerçek âşıkın fikri de zikri de Sevgili’ye kavuşmadır; lakin bu hiç mümkün görünmüyor. Çünkü bu fikir temelsizdir (yani sevgiliye kavuşabilen âşık görülmemiştir).Kim ki cihan bezirganı gibi mal-mülk fikri ile yaşamaktadır, mal onun gözünü doyuramaz; ama sonunda toprak doyurur.Adı iyilik ile anılan kişi asla ölmez; kim ki kemâl (olgunluk) üzerine yaşar, adı ta kıyamete kadar kalır.
Alemin övüncü olan Hz. Peygamber, dünyaya dönüp bakmadı ve fakr halini kabul etti. Nitekim (ipeklerin değmeye can attığı) mübarek bedenine baksan, kuru bir şal üstünde görürsün. (Efendiler Efendisi’nin “Fakrım fahrimdir / Fakirliğimle övünürüm” mealinde bir hadisi vardır. Buradaki fakirlikten kasıt muhtemeldir ki zengin olup da fakir gibi yaşamaktır.)

Gözlerimden akan yaşların seli bir gün beni (sürükleyip denizinde) boğacak diye korkuyorum. Muhibbî bu işe hayrette kaldı, galiba (şu an) hâl üstündedir.(Tasavvufta kendinden geçişi temsil eden hayret makamı sufinin hâl ehli olması anlamına da gelir.)

Doğrusu bir hükümdarın onca nimet içinde yaşarken böyle duyarlı ve mahviyetkâr şiir yazması ibrettir. Yahut şöyle denilmeli; yönetici makamında olanlar bu söylenilenler çerçevesinde hareket ederlerse kendileri iki cihan saadetine erdikleri gibi memleketleri de yükselir gider. Kanunî devletinde olduğu gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...