23 Ekim 2012 Salı

Kurban Hakkında Önemli Bilgiler


Allah Teâlâ buyuruyor:
“Şunu unutmayın ki, onların (kurbanlıkların) ne etleri, ne de kanları asla Allâh’a ulaşacak değildir. Lâkin O’na ulaşan tek şey, kalplerinizde beslediğiniz takvâdır...” (el-Hac, 37)
* * *
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:
“Hiçbir kul, kurban günü, Allah indinde, kurban kanı akıtmaktan daha sevimli bir işi yapamaz. Zira kesilen hayvan, kıyâmet günü boynuzlarıyla, kıllarıyla, tırnaklarıyla gelecektir. Kesilen kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah nezdinde yüce bir mevkiye ulaşır. O hâlde, gönül hoşluğu ile kurbanlarınızı kesin.” (Tirmîzî, Edâhî, I, 1493; İbn Mâce, Edâhî, 3, 3126)
* * *
“Kurban” sözlükte, “yaklaşmak, Allâh’a yakınlık sağlamaya vesîle olan şey” anlamına gelir. Terim olarak ise, Allâh Teâlâ’ya yaklaşmak için, kurban niyetiyle, belirli vakitte kesilen belirli bir hayvanın adıdır. Arapçada bu şekilde kesilen hayvana “udhiyye” denir.
 İnsanlık tarihi boyunca hemen bütün dinlerde kurban uygulaması mevcut olmakla birlikte şekil ve amaç yönüyle aralarında farklar bulunur. Kur’ân’da Hazret-i Âdem -aleyhisselâm-’ın iki oğlunun Allah -celle celâlühû-’ya kurban takdim ettiklerinden (el-Mâide, 27) ve Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm-’ın, oğlu İsmail -aleyhisselâm-’ı kurban etme hâdisesinden (es-Saffat, 103-107) bahsedilir.
 Hac Sûresi’nin 34. âyeti ise, ilâhî dinlerin hemen hepsinde kurban ile alâkalı bir hükmün bulunduğuna işaret eder. Lâkin Yahudilik ve Hristiyanlık’taki kurban telâkkîsi, bir hayli değişikliğe uğramıştır. Kudüs’te Süleyman -aleyhisselâm-’ın Mâbed’inin yapımı tamamlanınca, bu şehir, kurbanla ilgili dînî merâsimlerin odak noktası hâline gelmiştir. Ancak İsrailoğulları, M.S. 70 yıllarında Kudüs’ten sürgün edilip, Süleyman Mâbedi yıkılınca, kurban kesim yerinden uzaklaştıklarını öne sürerek, kurban ibâdetine son vermişlerdir. Şimdilerde ise, bunun yerini, günlük olarak yapılan düzenli duâ almıştır.
Hristiyanlık’ta da, Hazret-i Îsâ’nın çarmıha gerildiği ve bunun “insanoğlunun aslî günahına karşı, Baba’nın oğlu Îsâ’yı fedâ etmesi” olduğu inanışıyla kurban telâkkîsi farklı bir anlam kazanmıştır.
Kurban Kesmenin Fayda ve Hikmetleri
Allah -celle celâlühû-’nun emri ile yapılan tüm ibâdetlerde bildiğimiz veya bilemediğimiz sayısız hikmetler vardır. Her ne kadar ibâdetler, bu hikmet ve faydalar için değil, sırf Allah rızâsı için yapılırsa da, biz burada kurbanla alâkalı birkaç hikmet ve faydayı da dile getirmek istiyoruz:
-Bütün ibadetler gibi kurban ibadetinin de yegâne yapılış gayesi, “Allâh’ın emri”ne itaattir.
-Kurban, Allâh’a teslîmiyet ruhunu geliştirir ve Allâh’a yakınlaşmaya vesile olur.
-Kurban; toplumda kardeşlik, yardımlaşma, fedakârlık ve dayanışma rûhunu geliştirir.
-Kurban kesilmekle hem kesen âile, hem de yoksullar, temel gıda maddelerinden olan et bakımından genişliğe kavuşur. (Her gün yeryüzünde yüzbinlerce hayvan kesilmekte; ancak bunlardan yalnızca alım gücü olanlar yararlanmaktadır. Kurban etlerinden ise, muhtaç olanlar da yararlanır.)
-Kurban toplumda adâletin gelişmesine yardımcı olarak insanlar arasındaki uçurumların aşılmasına ve değişik seviyelerdeki fertlerin birbirlerinin hâlini tanıyıp ilgilenmelerine ve kaynaşmalarına vesile olur.
-Kurban, fakirin de varlıklı kullar vasıtasıyla Allâh’a şükretmesine vesîle olur. Fakir insan, kurban sâyesinde dünyâ nîmetlerinin yeryüzündeki dağılımı konusunda karamsarlık ve düşmanlıktan kendisini kurtarır ve içinde yaşadığı toplum tarafından görülüp gözetildiğini hisseder.
-Allah rızâsı için kesilen kurbanların ecri çok büyüktür. Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; “Kurbanın her bir kılı için bir sevap vardır.” buyurmuşlardır. (İbni Mâce, Edâhî, 3)
-Her yıl müslümanlar tarafından kesilen kurbanlarla müslümanlar arasındaki birlik ve beraberlik tüm dünyaya duyurulmakta ve bir müslümanın Allâh’a ibâdet ve onun emrine uymak için her şeyini fedâ edebileceği açıkça insanlığa gösterilmektedir.
 -Kurban aynı zamanda Hazret-i İsmail -aleyhisselâm-’ın, Allah için kurban olmayı göze alışını hatırlatan büyük bir ibâdettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...