CAN
İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık
Farsça. Gönül, ruh gibi manalara gelir. Dervişler için kullanılan bir Mevlevî ıstılahıdır. Kabul olunmak üzere gelen yeni dervişlere, Mevleviler can derler. Can; Mevlevî ana tekkesinde, üç gün Saka Postu'nda oturur, orada kalıp kalamayacağını kendi kendine düşünür, düşünür, muhasebesini yapar, eğer olumlu sonuca ulaşırsa, hemen kalkar hizmete başlardı. Can; Saka Postu'nda, iki dizi üzere oturur, murakabe vaziyeti alırdı. Orada diğer dervişlerin (can) yaptığı hizmetleri seyrederdi. Saka Postu'na oturan kişi, tefekkürle meşgul olduğu için, ancak gerektiği zaman, gerektiği kadar konuşurdu. Bu durumda, can, herhangi bir vird okumazdı. Can, hizmete kalktığında yapacağı ilk iş ayakçılıktı. Diğer hizmetlere geçmesi, kabiliyetine göre değerlendirilirdi. "Can cümleden azîz" atasözüyle, derviş kardeşin her şeyden önemli olduğu dile getirilirdi, ihvan anlatılırken isimlerinin sonuna can kelimesi eklenirdi: Ali Can, Ahmed Can, Mehmed Can, Hasan Can vs. gibi. Tarikat kardeşlerinden bahsedilirken, canlar tâbiri kullanılırdı. Yunus Emre'nin şu şiiri, buna güzel bir örnek teşkil eder:
Gelün soralım canlara suretinden n'oldı gider
Dün-gün senünem der iken sebeb neyi buldı gider.
Canım erenler yolı inceden inceyimiş
Süleyman'a yol kesen sol bir karıncayımış.
Can Gerek
Dilsizler haberini kulaksız dinleyesi
Dilsiz kulaksız sözün can gerek anlayası
Dinlemeden anladık anlamadan eyledik
Gerçek erin bu yolda yokluktur sermayesi
Biz sevdik aşık olduk sevildik maşuk olduk
Her dem yeni dirlikte sizden kim usanası
Yetmiş iki dilcedi araya sınır düştü
Ol bakışı biz baktık yermedik am-u hası
Miskin yunus ol veli yerde gökte dopdolu
Her taş altında gizli bin imran oğlu musi.
Yunus Emre
İSTEDİĞİMİ BULDUM EŞKERE CAN İÇİNDE
İstediğimi buldum eşkere can içinde,
Taşra isteyen kendi kendisi ten içinde.
Kayımdurur ırılmaz, onsuz kimse dirilmez,
Adım adım yer ölçer, kendi revan içinde.
Bu tılsımı bağlayan, cümle dilde söyleyen,
Yere göğe sığmayan, girmiş bu can içinde.
Uğru olmuş uğrular, yine kendiyi tutar,
Şahne kendisi olmuş, kendi zindan içinde.
Tutun diye çağırır, uğru dahi çığırır,
Bu ne acayip uğru? Bu çağıran içinde.
Siyaset meydanında kalabadan bakan o,
Siyaset kendi olmuş, girmiş meydan içinde.
Tartmış kudret kılıcın, çalmış nefsin boynuna,
Nefsini tepelemiş, elleri kan içinde.
Sayrı olmuş iniler, Kur'an ününü dinler,
Kur'an okuyan kendi, kendi Kur'an içinde.
Türlü türlü imâret, köşk ve saray yapan o,
Kara nikap tutunmuş, girmiş külhan içinde.
Baştan ayağa değin Hak'tır ki seni tutmuş,
Hak'tan ayrı ne vardır? Kalma güman içinde.
Bir isen birliğe gel, ikiyi elden bırak,
Tüm manayı bulasın sıdk u iman içinde.
İşit işit key işit, marifet arif dili,
Marifetin mekali ilm-i Kur'an içinde.
Girdim gönül şehrine, daldım onun kârına,
Aşk ile seyrederken iz buldum can içinde.
O izi ben izledim, sağım solum gizledim,
Çok acayipler gördüm, yoktur cihan içinde.
Yunus senin sözlerin, manadır bilenlere,
Söyleyeler sözünü devr-ü zaman içinde.
Yunus Emre
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...
Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...