Nasıl başlayacağını bilene,
Oysa ki sizi de yaptığınız şeyleri de Allah yaratmıştır. [Sâffât:96]
Başlayâlum söze Bismillâh ile
Bir niyâz eyleyelüm Allâh ile
Allah adın zikredelim evvelâ
Vacip oldur cümle işte her kula
Allah adın her kim ol evvel ana
Her işi âsan ede Allah ona
Besmele, her kitabın anahtarıdır. [Hadis-i Şerif]
Kuran-ı Kerim’de ilk ayet oluşundan maâda, Adem aleyhisselam’a inen ilk ayetin de, Mühr-i Süleyman aleyhisselam’da ilk satırın da “Bismillahirrahmanirrahim” olduğunu okumuştuk vaktiyle…
Allah adı olsa her işin önü
Hergiz ebter olmaya anın sonu
Her nefeste Allah adın de müdâm
Allah adıyla olur her iş tamam
Rabbiyle yola çıkan kimse yolda kalmaz, işi aksamaz; nefsiyle yola çıkanın ise işi zor ve yolu sarp olur. Nihayette başarılı olmanın alameti, başlangıçta Allah’a yönelmektir. [İbn Atâullah el-İskenderî]
Madem Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi bu Cuma mektubuna Bismillah ile başlayalım. Hem zaten başlamalarımın hepsi senin isminle Ey Allahım! Senin adına buyur edildim varlık evine… Adını anışım bile senin izninle… Kimseler adımı anmazken, adımı Sen andığın için, dudağım şimdi seni anmanın eşiğinde… Hatırım sorulmazken, hatırımı bilip kendi şerefli muhatabın olarak seçtiğin için beni, Seni anabiliyorum şimdi… İşte şimdi, burada bana verdiğin hayatla, bana lutfettiğin nefesle, bana bahşettiğin dil, damak, dudakla, bana ihsan ettiğin hidayetle Sana sesleniyorum: Bismillahirrahmanirrahim [287.mestmp3]
Hani Habibi Kibriya Efendimiz’in besmele ile ilgili “Kâinatın bir dili varsa o da besmeledir” hadis-i şerifinin hattatları aynen çok kuvvetli bir ışığın kelebekleri kendisine çekmesi gibi besmeleye çekmiştir ya işte öylece adınla başladığımız satırları Sana doğru çeksin diye çektik can özümüzden besmeleyi: Bismillahirrahmanirrahim
Allah’a hamd ederek başlarız Besmele’yle
Rabb’im, Sen bu fakîri ihvâna feyyâz eyle!
Mecbur değildin ama bana, mektuba, okuyana hayat verdin. Bensiz de edebilirdin ama beni yanında tutmayı diledin, insan olmamı dilemiş olmasaydın kimse hesap sormazdı Sana Ama Sen, bir tek Sen vazgeçmedin benden ey Rahman! Hak etmediğim bu varlığıma, bir de sonsuzluk vaad ettin Ey Rahim! Hiç ummadığım bu insanlığımı, bir de cennet ümidiyle sevindirdin, sonsuz yakınlığınla onurlandırdın: Ey Allah ey Rahman ey Rahim, İyiliğine nasıl karşılık veririm: Bismillahirramanirrahim
[NEV-NİYÂZ ve DEDESİ]
Demek bu hafta da Besmele’den açtık kapıyı dedem…
Öyle ya… Bu açılış Besmele’nin kuvvet ve kudretinin nihayetsizliğindendir. Besmele, her şeyi teshire, her şeyi tesire kadirdir. Elverir ki can özünden besmeleyi çekince, sıdk û ihlâs ile kendini aradan çıkararak söyleyebilesin!
Yemeğe başlarken Bismillah deyip lokmaya uzanırız işte sultanım, nasıl çıkalım kendimizi aradan hem o halde işkembe-i kübrâmız nasıl nasiplenir nimetten!?
Malûmdur ki, her işin başında Besmele, o işe gafletle başlanmayıp Allah’ı bilerek ve düşünerek başlandığına işarettir. Yemeğe başlarken evvela “Besmele” çekilmesi, sonunda “Elhamdülillah” denilmesi İnsanı doyuranın yemek değil, Allah’ın “Rezzâk” sıfatı olduğunu anlatmak içindir.
Şimdi işin bir de madde tarafı yok mudur? Ortada bir sofra var, yumuluyorsun ve doyuyorsun afiyetle, besmeleye ne hacet diye sual edilemez mi? Yani diyeceğimiz o ki işin başında can özünden çekilen bir besmele olmazsa ya işler Allah adıyla başlamazsa ne olur?
Besmele ile başlamayan her mühim iş sonuçsuz kalır. [Hadis-i Şerif]
Ne olacak o işin ortağı şeytan olur. Hadisi şerifte geçer Habib-i Kibriya Efendimiz: “Kişi evine girerken ve yemek yerken besmele çekerse, şeytan, askerlerine; «Burada ne geceleyebilir ne de yemek yiyebilirsiniz.» der. Eğer o kimse eve girerken besmele çekmezse, şeytan onlara; «Geceyi geçirecek bir yer buldunuz.» der. O şahıs yemek yerken besmele çekmezse şeytan yine askerlerine; «Hem barınacak yer hem de yiyecek yemek buldunuz.» der.” buyuruyor.
Sade bir Besmele şeytandan uzak durmaya yeter mi?
Ah bu besmele cümle kapıları açar. Besmele açar. O Besmele ki içerisindeki Allah, Rahman ve Rahim esmalarıyla derin manalar ihtiva eder. Bizleri maddeden manaya geçiriverir…
Bizim için de açsanız kapıları…
Bizim her işe başlarken Besmele çekmeyi âdet edinmemiz, şiâr edinmemiz lâzım… Yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz? Bilmiyorum! Yalnız böyle can korkusu olduğu zaman, böyle ihtiyar teyzeler filan arabaya binerlerken “Bisssmillaaahirrahmanirrahim” diye biniyorlar çünkü korkuyla gidiyorlar. Tayyareye binerken çok besmele çeken duyuyorum, inerken besmele çeken yok!
“İndik tamam” diyor…
Tabi bu hal de Allah-ı Zülcelel’in yüceliğinin işaretlerinden, göstergelerinden biridir. O’ndan başka sığınacak yer olmadığının kafamıza dank etmiş olması halidir. Ama normalde kalkarken, otururken, eve girerken, evden çıkarken, bir şey yerken, içerken, giyinirken, arabaya binerken hep “besmele” değil mi? Ne diyoruz Besmele ile biz?
Bismillahirrahmanirrahim… Yani Rahman ve Rahim olan Allah’ın ismi ile…
Peki.. biz bunu söylerken Allah’ı kendimize yardımcı ve uşak mı tayin ediyoruz!
Aman efendim, Sümme hâşa!
Dikkat edin! Çünkü hep sıkıştığımız zaman Besmele çekiyoruz. Demek ki öyle yapıyoruz… Haşa diyoruz ama farkında değiliz, hep yardımcı tayin etmek için yapıyoruz, elbette yardım isteyeceğiz o başka mesele ama Halifetullah olduğumuzu unutuyoruz: “Ya Rabbi ben senin yeryüzünde halifenim, senin nâmına bu işi yapıyorum!” demek olduğunu aklımıza bile getirmiyoruz. Besmele çekmek hakikatte buna denir, yaptığın işini Allah nâmına yapıyorsun, ona göre ne yapacaksan yap hadi, buyur ona göre yap! Öyleyse Besmeleyi çekerken “Ben yeryüzünde Allah’ın halifesiyim, yaptığım her işi O’nun halifesi sıfatı ile yapıyorum” diyerek yaparsak o zaman hem Rabbimizi yardımcı tayin etme, O’nu şahsi hizmetimizde kullanma gibi küstahlıktan vazgeçmiş oluruz, hem de yaptığımız iş daha başka türlü olur, bereketlenir…
Rahman ve Rahim olan Allah’ın tecellisiyle bereketleniyor işimiz, günümüz, ömrümüz…
Kur’ân’ın ilk cümlesi olan “Besmele”de “Rahman” ve “Rahîm” isimleriyle sıfatlanan “Allah” ismi, fiili tecellîdir. İnsân başladığı her işe “Besmele” ile başlar ve Rahman ve Rahîm olan Allah’tan başka fâil, yâni yapan ve işleyen olmadığını düşünür, aynı zamanda kendisini en küçük işlediği işlerden tamamıyle fânî (kendisinin işlediği bu işlerde en küçük bir katkısının olmadığını) bilirse, işbu tecellî Allah’ın insâna olan fiili tecellîsinden ibârettir. Bu tecellî Hakîkat yoluna girmenin başlangıcıdır.
Yani bu tecelli ile Besmele, âlemin ve Kur’anî hakikatlerin kapılarını açan bir anahtar oluyor…
Hem nasıl anahtar… Her can için, “Bismillahirahmanirrahim” sevgili Rabbimizle olan sonsuz irtibatı, ruhumuzun gerçek yuvasını, cennetteki ebedi saadete açılan kapının anahtarını temsil eder… Her hayırlı işe başlarken okunan “Besmele”, “Ben bir ‘hiç’ hükmündeyim. Bu işi de kendim için değil, Allah rızası ve O’nun izni ve adına yapıyorum” demektir. O’nun “rızası, izni ve adı” ile yapınca kötü bir şey yapmak söz konusu olamaz. Kâinat her zerresi ile “besmele” ile hareket ettiğinden, “besmeleyi” tanır, besmeleli kulları varlık âlemi sever…
Dikkatle etrafına bakarsan görürsün ki Allah ganîdir, yani çok zengindir. Herkes ona nazaran fakir, herkes kederli, dertli, herkesin suratı asık. Hayat şartları herkesi perişan etmiş, didinmeler, çırpınmalar, çekişmeler, boş yere kavgalar hayatı zehir etmiş; zengin ve neşeli gördüğün insanların yüzleri gülüyor ama hırslarından içleri kan ağlıyor. Dilenciden bir şey dilenmek akıl karı değildir. Dünya bir dilencidir. Sen de asıl padişahı unutuyor, dünyadan bir şeyler istiyorsun. Zavallı dünya! O da yüksek bir şarap içmiş de mest olmuş bir yerde duramıyor, dönüp duruyor. Bülbül gülün kulağına eğildi de bir şeyler söyledi. Gizlice ona; “İşe Besmeleyle başla, şükranı nimet ile sırla da Allah’ın lütfu, ihsanı asla bizden eksilmesin.” dedi. [Hz. Pir Mevlana]
Ey Gâni Mevlam, bizleri BESMELE SIRRI ile mükerrem kıl, o büyük sırra etmekliğimize tevfikini esirgeme, Besmele’nin ruhaniyetinizi bizlere izhar eyleyiver… Bismillahirrahmanirrahim kelime-i tayyibesinin fazileti hürmetine, cemâli hürmetine, celâli hürmetine, bekâsı hürmetine, heybeti hürmetine, ceberut ve melekûtu hürmetine, izzet, kuvvet ve kudreti hürmetine kadrimizi yücelt, işlerimizi kolaylaştır, fakirliğimizi zenginliğe çevir, üzerimizdeki tembelliği ve uyuşukluğu gider, hayırlı ömürlerimizi uzat, fazlın, keremin ve ihsanın iktizası olarak dünya ve ahrette kendileri için korku ve hüzün olmayan huzur ehli kullarından eyleyiver Ya Rabbi!
Bi ismi zâtike, Ya Allah huu
Muhabbet-i Ehli beyt-i Mustafa üzerlerimize sâyebân, Vakt-i şerif, sebeb-i gufran, aleme bayram olan Cuma, bir küçük tevbe ayı Cemaziyelahir, ömür ve şahsiyetlerimiz, âhir ve âkibet, zâhir ve bâtınlarımız hayrola,
Aşk ola, aşk ile dola, Aşkullah,
Muhabbettullah, Marifetullah,
Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola erenler
Umalım ki Mevlam söylediklerimizi önce bize duyursun,
sonra ihtiyacı olanlara tesir buyursun. . .
Sözü çok olanın, yalanı dahi çok olur imiş;
Yüksek müsaadelerinizle
Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulasınız efendim
semazen net alıntıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...
Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...