6 Eylül 2011 Salı

Azıksız Çıkma Yola

Bir nehir geçeceksen, önce soyunmalısın,

Bir dağı çıkacaksan, soluklu olmalısın.

Madem ki niyetlisin, seferin kutlu ola!

Caydırmayı düşünmem, ama derim ki sana:

Azıksız çıkma yola! ...



Seferin savaşaysa sağlam kuşanmalısın

Zaman öyle bir at ki ihmâle vermez mola!

Erkenden daha erken uyan ki kazanasın

Mahmur “biraz daha”lar düğümü çok tuzaktır

Azıksız çıkma yola! ...



Pınarın gözü ise aradığın, sendedir.

Üzengiye sağlam bas, dizgini ele dola!

Güz bahçelerinde gazel toplama, çiçek topla,

Boşa vakit öldürme, yarına kefilin yok

Azıksız çıkma yola! ...



Vuslatsa istediğin, in insanın içine

Ve çarşılarda dolaş Azrail’le kol-kola!

Mezarlığa git düşün, düğünlere git ağla

Kanadın sızlasa da Uhud kadar ağır ol

Azıksız çıkma yola! ...



Öyle bir abdest al ki, su bile sarhoş olsun

Sen yaprak ve çiçek ol, gördüğün kuru dala

Hep gönül şehri onar, kâinata sevgi sun

Her ham söze sağır ol

Azıksız çıkma yola! ...



Nereye gidersen git, heybene gönül doldur

Bir kovan parçalama bir parmak acı bal’a!

Yontuldukça yer kapla ve her zaman güzel kal,

Temiz ol, fazlanı at, eksiğini tamamla

Azıksız çıkma yola! ...



Bahaeddin KARAKOÇ (Ay Şafağı Çok Çiçek –Beyan Yay. İstanbul / 1998)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yüksekten bakar ise Gönül yüksekte gezer, dem-be-dem yoldan azar, Dış yüzüne o sızar,içinde ne var ise...

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler...